HAYRETTİN GÜNGÖR: “DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE KAHRAMANMARAŞ EDEBİYATIN YURDUDUR”

 

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’le içinde bulunan 11 adet tünele 11 Kahramanmaraşlı edebiyatçının isminin verildiği Edebiyat Yolu’nun bugününü ve geleceğini konuştuk.

 

Sayın Başkanım, genelde ülkemizde yeni yapılan tünel, köprü veya viyadükler bulunduğu coğrafi bölgeye göre adlandırılır. Devlet büyüklerinin isimlerinin verildiği de olur. Göksun’la Onikişubat ilçeleri arasında yer alan ve ulaşımı kolaylaştıran bir dizi tünele ise Kahramanmaraşlı edebiyatçıların isimleri verildi. Bunun özel bir sebebi var mı?

 

Kahramanmaraş bilindiği üzere edebiyatçılarıyla ön plana çıkmış bir şehirdir. TRT-1’de yayınlanan Yedi Güzel Adam dizisini hatırlarsınız. İlk bölümünü 2014’te izlemiştik. Mesela bu dizide Kahramanmaraşlı edebiyatçıların sadece yedi tanesi anlatılmıştı. Daha çok da yedi edebiyat meraklısı gencin arkadaşlık ilişkisinden oluşuyordu, dizinin konusu. Kahramanmaraş’ın edebiyat tarihine kısa bir göz attığımızda bile, buradan çıkmış çok sayıda şairin olduğunu görürüz. İlk aklıma gelen Karacaoğlan’dır. 17. yüzyılda Karacaoğlan Kahramanmaraş ve çevresinde dolaşmış, şiirlerini okuyup, sazını çalmıştır. Osmanlı döneminden ise “Sultanü’ş-Şuara” olarak ün salmış Sübülzade Vehbi Kahramanmaraşlıdır. Cumhuriyet dönemindeyse, Necip Fazıl Kısakürek gibi, hem şiirde hem de düşüncede “üstad” kabul edilen kişi, Kahramanmaraşlı oluşuyla övünmektedir. Bu kıymetli isimler gibi daha yüzlercesini sayabilirim. Tabi edebiyatçılarımızla biz sadece sayı çokluğu itibariyle övünmüyoruz. Onlar Türk edebiyat tarihinde “Maraş Ekolü” olarak isimlendirilen bir edebiyat hareketinin de mümessilleridir. Şehrin bu yönü tabii ki Büyükşehir Belediyesinin cadde, sokak, okul, tünel, köprü isimlendirmelerinde kendini gösterecektir.

 

Peki, Kahramanmaraş’ın hangi ilçe, mahalle veya bölgelerinde ulusal düzeyde önem arz eden edebiyat hareketliliği görülmüştür?

 

İnsanın olduğu her yerde sanatın da olduğunu söyleyebiliriz. Kahramanmaraş bu görüşe güzel bir örnektir. Eserleriyle ün yapmış, başarı göstermiş, insanın anlam dünyasına katkıda bulunmuş Kahramanmaraşlı edebiyatçılara baktığımızda, bunların farklı bölgelerden olduğunu görürüz. Mesela Andırın’da M. Ali Zengin ve Kamil Aydoğan’ın öncülüğünde çıkarılmış İkindiyazıları dergisi vardır. Bahaettin Karakoç ve Abdurrahim Karakoç Ekinöz ilçemizdendir. Hayati Vasfi Taşyürek, Afşin; Ömer Lütfi Derdiçok, Ahmet Çıtak Elbistan doğumludur. Şimdi aklıma geldi, romancı Tahsin Yücel Elbistan’da doğmuş ve çocukluk yıllarını burada geçirmiştir. Örnekler daha da çoğaltılabilir. Fakat bence önemli olan; “Maraş Ekolü” diye isimlendirdiğimiz harekete dâhil olmaktır. Bu harekete dâhil olmak için ille de Maraş’ta doğup büyümeye de gerek yoktur. Büyük şair Sezai Karakoç, Diyarbakırlıdır, ortaokulu Maraş’ta okumuştur ve şu ifadeler ona aittir: “Kahramanmaraş her an benimledir. Benimle beraber yanımda, içimde ve hareketlerimde devam etmektedir.” Bu ifadeler çok önemli! Aynı şekilde Akif İnan Şanlıurfalıdır, ortaokulu ve liseyi Maraş’ta okumuştur. O da “Maraş Ekolü”nün çok önemli şair ve düşünürleri arasındadır. Öyleyse, edebiyatta Maraşlı olmak, bir coğrafyayı işaret ettiği gibi bir düşünceyi, hareketi, davayı, kaygıyı da işaret etmektedir.

 

Yeniden Edebiyat Yolu’na dönersek, isim vermek yeterli mi, konuya dair başka projeler var mı?

 

sim vermek bir aşamaydı. Bundan sonra diğer aşamalara geçilecek. Her şeyden önce, Göksun-Maraş merkez arasındaki tünellerin, gerçekten ulaşımı çok rahatlattığını söyleyebiliriz. Göksun, Afşin ve Elbistan’dan Maraş merkeze gelmek, tüneller sayesinde belki de hayal edilemeyecek kadar kolaylaşmıştır. Bu yüzden tünellerde emeği geçen herkese ne kadar teşekkür etsek azdır. Ulaşımda sağlanan bu imkân Yeşilgöz, Fırnız, Tekir ve Döngele gibi yol üzerinde bulunan doğal güzelliklere, doğal mirasa yönelik projelere de öyle inanıyorum ki hız katacaktır. Edebiyat Yolu’nun başlangıç ve bitiş noktalarına birer tane edebiyatçılarımızı daha iyi tanıtmak için içinde onların eserlerinden yola çıkarak, çeşitli canlandırmaların yer aldığı Edebiyat Yolu Hatıra Durağı yapacağız. Mesela Cahit Zarifoğlu’nun bir mısraı veya beytinden yola çıkılarak yapılmış bir resim orada olacak. Ya da Rasim Özdenören’in bir hikâyesinden esinlenerek, park gibi küçük bir dinlenme mekanı yapılabilir. Erdem Beyazıt’ın bir mısraı taşlara oyularak, oradan geçen kişilerin okumasına sunulabilir. Sonra tünellerin içine girildiğinde, bu edebiyatçıların eserleri radyodan dinlenilecek şekilde seslendirilebilir. Bunlar proje aşamasındaki düşüncelerimiz.

 

Bu isimlerin kimler olduğunu bilenler, tünellerin önüne geldiğinde eminim çok heyecanlanıyorlardır. Bilmeyenler ise merak etmeli diye düşünüyorum.

 

Tabii ki, bizim gayemiz de o yöndedir. Bilen kişiler, çocuklarına “Alaeddin Özdenören kimdir? Acaba neden bu tünele onun ismi verilmiştir?” diye sorabilir, sormalıdırlar da. Bu şekilde kendi değerlerimizi, örnek şahsiyetlerimizi öğrenecek ve tanıyacağımız.

 

Başkanım, birkaç cümleyle Kahramanmaraş’ta yapılan edebiyat etkinliklerinden de söz eder misiniz?

 

Eylül ve ekim aylarında 8. Uluslararası Kitap Fuarımızı ve 3. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günlerimizi gerçekleştireceğiz. Yüzlerce edebiyatçı bu aylarda okur-yazar buluşmaları, konferanslar, imza günleri, söyleşiler için Kahramanmaraş’a gelecek. Onun öncesinde, ağustos ayında, -Allah rahmet eylesin-, büyük öykücümüz Rasim Özdenören’e dair bir panel düzenledik. Çocuk edebiyatının tartışılmaz ustaları arasında olan, yine bu yıl kaybettiğimiz Mevlana İdris için geniş katılımlı bir anma programı yaptık. Şiir, roman ve hikâyenin konuşulduğu, ülkemizin kıymetli edebiyatçılarını konuk ettiğimiz Evelâhir Söyleşileri devam ediyor. Türkiye genelinde ilgiyle takip edilen Evelâhir, Yitiksöz, Berdücesi ve Müşterek dergilerimizin yeni sayısı, temmuz ayında çıktı. Nuri Pakdil’in editörlüğünde, 1950’lerde Maraş’ta yayımlanan Hamle dergisinin tıpkıbasımını yine geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdik. Tabii son birkaç yıl içinde edebiyat, tarih ve diğer konularda yaptığımız kitap yayınının 45 adeti bulduğunu söylemeliyim. Basım aşamasında olan kitapları söylemiyorum bile. Bunlar gibi daha yüzlerce program ve çalışmayı sayabilirim. Fark ettiyseniz, sadece Büyükşehir Belediyesinin yaptığı çalışmaları anlattım. Diğer belediyeler, resmî ve sivil kurumlar da edebiyat ve yayıncılık faaliyetlerini son hızla sürdürüyor. Onları da takip ediyoruz. Bireysel çalışmalardan söz edecek olsak, sayfalara sığmaz. Çok uzatmadan, şunu belirtmeye çalışıyorum: Kahramanmaraş, dün olduğu gibi bugün de edebiyatçıların yurdudur. Bu yüzden Kahramanmaraş, dün olduğu gibi bugün de şiirin şehri, edebiyatın başkentidir.

 

Söyleşi: Ömer Yalçınova

 

Evelâhir Sayı - 12